Sunduğumuz hizmetleri keşfedin ve konforlu bir konaklama deneyimi yaşayın. Modern olanaklar, samimi hizmet ve çeşitli aktivitelerle tatilinizi mükemmel kılmak için buradayız. Adrasan'da unutulmaz anlar sizi bekliyor.
Cennetten bir köşe yapmışlar, adını Adrasan koymuşlar, Türkiye'de tatil denince ilk akla gelen bölgelerden olan Adrasan; doğası, tarihi, kültürü, denizi ve Adrasan Otelleri ile konforlu tatilin adresi.
Adrasan, çevresi çam ağaçları ile kaplı muhteşem bir koy. Denizi, kumu ve ormanlarıyla son derece ilginç doğal güzellikleri barındırıyor.
Adrasan'ın güney ucunda Olympos antik kenti, kuzey batısında ise Yanartas (Chimera) bulunuyor.
Adrasan, Antalya'nın Kumluca ilçesine bağlı, merkeze yaklaşık 95 km. uzaklıkta ve 1996 yılında belde olmuş. Adrasan'a, Kemer üzerinden ulaşabilirsiniz. Çevresi çam ağaçları ile kaplı ilginç bir koya sahip. Karadan denize esen ters rüzgârlar alıyor ve bu yüzden rüzgâr gücünün egemen olduğu bir belde.
Adrasan Koyu ve çevresi, balık tutkunlarının vazgeçilmez adresidir. Büyük balıklarıyla ünlü olan Adrasan, dünyanın dört bir yanından Akya, Orfoz, Lahos, Sinarit, Orkinos gibi balıkları tutmak isteyenleri kendine çekiyor. Balık tutmak, stresin en etkili ilacı olarak bilinir ve Adrasan'ın doğal güzellikleri arasında oltanızı sarkıtarak, çam ağaçlarıyla kaplı tepeleri ve koyları izlerken keyifli zamanlar geçirebilirsiniz. Balığın gücünü hissedip mücadeleye başladığınızda gerçek bir tutku ve heyecan yaşayacaksınız. Tekneye aldığınız balıkları seyrederken yaşayacağınız keyif, tatilinizin en unutulmaz anlarından biri olacak.
Adrasan'a özgü balık tutma yöntemleriyle doğal ve zevkli bir deneyime hazır mısınız? Bölgede bulunan lezzetli balık çeşitleri arasında Akya, Kuzu, Çipura, Kılıç balığı, Kırlangıç, Kolyoz, Lagos, Mercan, Orkinos, Torik, Palamut, Baracuda, Iskaroz, Zargana, Mercan ve Sinarit bulunmaktadır. Ayrıca, akarsuların denizle buluştuğu noktalarda kış aylarında Levrek, Mırmır ve Kefal gibi balıklar da avlanabilir.
Adrasan sahilinden kalkan günlük tekne turlarının iki rotası bulunuyor. İlki, Amerikalı deniz bilimcisi George Bas’ın üzerinde çalıştığı 3300 yıllık Fenike batığının bulunduğu Gelidonya Burnu ve Beş adalar yönüne. Diğeri ise aksi yönde Sazak ve Porto Ceneviz koyları turu. Önce Gelidonya Burnu tarafındaki Suluada’ya gidiyoruz. Küçük bir ada olmasına karşın, adanın içinden yaz-kış soğuk akan bir su çıkıyor. Akdeniz foklarının barınağı olan adada, balıkçılar daha çok kışın koloni halinde yaşayan fokları gördüklerini anlatıyorlar. Mevsime bağlı olarak yol boyunca yunuslar, teknelere eşlik ediyorlar. Yaklaşık 1 saatlik yolculuk sonrası, Suluada’nın beyaz çakıl taşlarından oluşan turkuaz renkli plaja demir atılıyor. Şnorkel ve gözlükle deniz dibine dalıp merakınızı gideriyor, tekneden sahile, sahilden tekneye defalarca yüzüp temiz havanın etkisiyle iştahınızın açıldığını hissediyorsunuz. Öğlen balık, tavuk, et ızgara, cız-bız kokuları birbirine karışıyor. Ekmekler kesiliyor, mevsim salataları yapılıp, limonlar bölünüyor, altın sarısı renkli patatesler kızartılıyor. Ortaya konan yemeklerden tabağınıza alıyor ve soğuk içeceklerle hafif hafif sallanan teknede yemeye başlıyorsunuz. Yemek sonunda kalan ekmek kırıntılarını denize attığınızda toplanan yüzlerce balık, denizi akvaryuma çevirmeye yetiyor. Suluada’nın tam karşısında ise bir başka mola yeri, “Kelleci koyu” bulunuyor. Çakıl taşlı plajdan denize girilip, buradaki molada soğutulmuş karpuzlar yeniyor. Saat 18:00′e doğru dönüşe geçilirken koy ağzındaki yüzme molasıyla gezi son a eriyor.